FUTBOL SİYASETİ
Öncelikle herkese selamlarımı iletiyorum . Ben Kaptan Özkul. Uzun zaman önce yazmış olduğum bu yazıyı yayınlamak istedim . Arkadaşlar siz beni çok iyi biliyorsunuzki ben futbolda garantici taktikleri kullanmayı severim . Ama bunun tezatı olarak rakibin üzerimize gelmesine müsaade ederim, uzun top oynasınlar derim, tam saha pres yaptırmam vs. Peki ben neden kendimle böyle bir çelişkiye düşüyorum ?
Futbol , 11 kişi oynandığında gerçekten atak futbolu yapmaya çok müsait bir oyundur . En beğendiğim ve en sık tutan taktik olan 4-2-3-1 taktiğini ele alalım . 2 sağlam stoper , ayaga hızlı oynayabilen iki bekiniz ve Melo, Atiba vb ön liberolarınız varsa defans hattınızı düşünmeniz bile gerekmez . Hatta Muslera gibi bir bonus kalecinizde varsa tadından yenmez . Şimdi geride 6 adam bıraktık diyelim . Ama bu 6 adamdan da en az 3 kişi atağa mutlaka dahil olacaktır . Yani ileride kullanabileceğiniz tam 7 kişi var . Açıklarınız hızlıysa ve santraforunuz biraz becerikliyse taktiğiniz dilediğiniz gibi tutacaktır . Rakibi önde karşıla , sıkı pres yap ve boğ . İşte 11 kişiyken bunun rahatlığını yaşarsınız . Kanatlardan yapacağınız bindirmeler bile ekstra olur .
Gel gelelim bizim mücadele ettiğimiz kulvara. Bana verilen kuralda kadro 8 kişi ile başlıyor. Kaleciyi çıkarsak 7 kalır. Defans hattından kurmaya başlayalım. Eğer maça 3 defans ile çıkıyorsanız 3. bölgenin hakimiyetini rakibe bırakmak istiyorsunuzdur. Rakibi üzerinize çekecek ve böylece arkada bıraktıkları boşlukları kontra ile değerlendirip golü bulmaya çalışacaksınız . Tanıdık geldi mi? Evet benim taktiğim. Sağlam bir defans 3 lüsü ve önlerinde takımımın en iyi iki ön liberosu ile rakibin üzerimize gelse bilse uzaktan şut veya orta yapmaktan başka seçeneği kalmayacağı bir taktik . Bu döngü bir süre sonra rakibi yıldırır ve bilinçsiz oynamaya başlarlar . Bizim takımımızda ileride Yiğithan çıktığı maçlarda 24 gol bularak bu tezimi haklı çıkarttı. Yiğit her zaman doğru fırsatları bulup bizden aldığı toplarla kaleye inme fırsatı buluyor. Bu taktiğin yanında bende çıktığım maçlarda 22 gol attım. Benim attığım gollerde takım için ekstradır ve taktik içi değildir . Yani bireysel yetenek devreye giriyor. Örneğin hiçbirimizin aklından çıkmayan Küçükyalı maçı . Maçın başında takıma dediğim tek şey "İlk yarı elinizden geldiği kadar en az golü yemeye bakın çünkü ikinci yarı bizimdir". Rakibimiz gerçekten çok güçlüydü ve önceki karşılaşmada hezimete uğramıştık. Ve maç başlamıştı. Küçükyalı tam da istediği gibi bol presli ve bize göre daha baskın oynuyordu .Nitekim 14.dakikaya kadar harika bir savunma yaptık. Ancak basit bir kademe hatasıyla golü yedik. Bu dakikadan ilk yarının sonuna kadar inanılmaz bir pres yaptılar ancak skoru sabit tutmayı başardık. Düdükten sonra arkadaşlarımda endişe vardı ama ben ilk yarının bittiği an işte şimdi bizim sahnemiz diyordum. İkinci yarı başlarken takıma defans çizgisini en geriye çekeceğimizi ve orta saha çizgisinden ileri çıkmayacağımızı söyledim . 1 kişi dışında: YİĞİTHAN. Yiğidoya devre arası her zaman beni izlemesini söyledim . Ve ikinci yarı başlar başlamaz attığım ilk uzun topta Yiğit skoru 1-1 yaptı. Rakip oyuncular taktiğimize yenik düşüp ceza alanımıza kadar çizgilerini çekerek saldırmaya devam ettiler. Her topları boşa gidiyordu. Ve 51. dakikada Yiğit orta sahadan aldığı topu sağ kanattaki boşluktan götürerek gol yaptı. Durum 2-1 di. Taktiğim tutmuştu. Daha öncede elbette bunu yaptım ama bu sefer farklıydı. Baskı yapma sırası artık bizdeydi ve oyunu rakip sahaya yıkmayı başardık. 3 topumuz direkten döndü. Attığım frikik golü Rasim Hocanın baraj bozuldu demesiyle iptal oldu ancak artık rakip bitmişti. Ve son dakikalarda takımın yıldızı Yiğithan attığım pası enfes kontrol etti ve maça noktayı koydu. 3-1! İnanılmaz bir zafer almıştık. Bir önceki maçtaki kadronun aynısıyla gelen rakibimiz bile bizi takdir etmekten kendini alamadı. Çünkü onlar bizi farklı yenmelerine rağmen oyun keyifli değildi. Ama biz taktiksel anlayışla maçı kaybeden için bile aşırı keyifli hale getirmeyi başarmıştık. Aslında bizim genlerimizde bu vardı. Çünkü Kurtköy ve Çamlıkta maç yaptığımız zamanlarda dahi 30-40 dakika gol olmayan maçlarımız olurdu. Uzun lafın kısası o gün Pendik ekibinin oynadığı futbol ve müthiş taktik hafızalardan silinmeyecekti.